Hakkımızda

Açıklama Metni..

İletişime Geçin

123/A, Miranda City Likaoli Prikano, Dope United States

+90 555 555 55 55

[email protected]

Biorezonans nedir?

Biorezonans frekans tedavisidir. Rezonans titreşim demektir. Atomun titreşimini, atomun titreşimi ile birlikte frekansını bize anlatır. Bio da insan vücudu demek. Aslında biorezonans kelimesi insan vücudunun titreşimi ve frekansı manasına gelir. İşte biz bu tedaviye biorezonans tedavisi diyoruz. İnsan vücudunun frekansı ile yapılan tedaviye biorezonans diyoruz. Temel kelime manasıyla böyle. Çıkış noktası 50 yıl öncesine, Almanya’ya dayanıyor. Almanya’da Dr. Eric ve Morell birlikte çalışırken frekanslarla alerjileri tedavi edebildiklerini bulmuşlar. Sonra bir cihaz geliştirmişler ve bununla alerji yapan maddelerin frekanslarını test edip ters frekansı verip tedavi edebildiklerini gördükten sonra bu cihaza biorezonans cihazı demişler ve bu yöntem daha sonra da biorezonans metodu olarak yayılmaya başlamış. Yaklaşık 50 yıl kadar önce.

Biorezonansta temelindeki mantık atomların etrafına yaydığı bu frekansla alakalı. Dünyada her maddenin bir atomu var. Her maddenin bu atomunun da etrafında elektronlar var. Bu elektronlar yörüngede dolaşır iken belli bir hızda ve seviyede dolaşırlar. Bu dünyadaki bütün atomlar için farklıdır. Dolayısıyla spesifik bir bilgidir bu. Yani maddenin kendi öz bilgisidir. Hepsinde farklı olduğu için biz bu maddelerin frekansları ile maddeleri aslında tanıyabiliriz. Doğal olarak bu atomların bizim de hücrelerimizde olduğunu düşünürsek ki bizim vücudumuz da 7 kadar elementle oluşturulmuştur (oksijen, hidrojen, karbon, fosfor, kalsiyum, magnezyum). Dolayısıyla bunların değişik kombinasyonları ile vücudumuzun hücreleri dolayısıyla organlarının ayrı frekansı vardır. İşte bütün vücudumuzu ele alırsak vücudumuzda biokimyasal olaylar olduğu gibi bunun yanında da biofiziksel yani frekansla ilgili de olaylar sürekli olur. Buna biz ne diyoruz? Fizyoloji diyoruz.

Bizim bu sağlıklı fizyolojimizi hastalandığımızda bozarız. Nasıl hastalanırız? Vücudumuza dışarıdan gelen yabancı maddeler, patojenler, mikroplarla bozarız. Sağlıklı bir vücudun belli bir frekansı vardır ve bütün insanların bu frekansı belli aralıktadır. Örneğin 1 ila 5 gibi. Gerçek rakamlar biraz daha farklı ama biz bu aralıkta sağlıklı bir şekilde yaşarız. Bu aralığa eğer dışarıdan bir patojen girerse, bir mikrop girerse, bir kimyasal madde, ağır metal yani bu frekans aralığının dışında başka maddeler girerse bizi fiziksel olarak hasta ettiği gibi frekans olarak da sağlıklı frekansımızı da bozarlar. Biokimyamız bozulduğunda biofiziğimiz de bozulur. Biorezonans metodu maddelerin vücutta yarattığı hastalıkları frekans yolu ile temizleme, frekans yolu ile iyileştirme, frekans yolu ile tedavi etme yolunda giden tedavi etme yoluyla ilerleyen bir destekleyici tıp dalıdır. Tamamlayıcı tıp dalıdır. Biz buna entegratif tıp dalı da diyoruz. Biorezonans böyle bir uygulama.

Biorezonans tedavisi bütün hastalıklarda rahatlıkla kullanılabilir. Bir tedavi metodudur. Özellikle tedavi metodu olduğunun altını çiziyorum. Çünkü bazen biorezonans kelimesi hastalar dışında danışan adı altında kişilerde de kullanılabiliyor ama biliyorsunuz tıpta danışan yoktur. Danışan kelimesi ticari bir kelimedir. Tıp doktorları tedavi eder. Biorezonans da tedavide kullanılan önemli bir daldır, önemli bir metottur.

Biz biorezonans metodunda hastamız geldiğinde hastamızda hastalıklara sebep olan patojenleri ararız. Biraz önce bahsettim, fizyolojimiz bu aralıkta ise bu aralığın dışından gelen diğer patojenleri arıyoruz diye. İşte yaptığımız bir test var. 6400’den fazla maddeyi ihtiva eden bir testtir bu. İçinde alerji, virüs, bakteri, parazit, ağır metal, kimyasal madde, aşı alerjisi, kanser, gıda intöleransı gibi yaklaşık 14 parametreyi test ettiğimiz çevresel faktörler var. Bu testle başlarız hastanın muayenesine. Çünkü biliyoruz ki bu patolojiye sebep olan iki tane neden vardır. Ya genetik problemimiz vardır ya da hastalığa sebep olan çevresel faktörler vardır. Bunu bir bardağa benzetir isek, bardağın temelinde bir genetik var ise yaşımız ilerledikçe çevresel faktörler bardağı doldurur ve taşar. Biz asla bir tek etkene sebep bulmayız. Çünkü hastalıklar dediğiniz bir kümülatif toplamdan oluşan bir problemdir. A maddesi ile direkt hasta olmazsınız, onun bir geçmişi vardır, bardağınız dolup taşmıştır. B maddesi de öyle. Dolayısıyla bizim hastalıkların oluşumu için bardağı ne doldurdu ona bakmamız lazım. Burada da baktığımız o. Vücudumuzu etkileyen tüm alerji, virüs, bakteri, parazit gibi 14 parametreyi test ederiz biorezonans testi ile frekans testi ile test ederiz. Neticesinde hastamızın problemlerini ortaya çıkarırız eğer genetik problem bardağı tamamen doldurmuyorsa. Bardağı tamamen dolduran genetik problem ise doğuştan itibaren sıkıntı var demektir. Sonradan olan kronik hastalıkların temelinde hep çevresel faktörlerin bardağı taşırması vardır. Biorezonans ile bunları test ettikten sonra tedaviye geçtiğimizde hastayı bütünsel olarak inceleyip hastalığına sebep olan maddeleri bulduktan sonra bir taraftan hastanın yaşam şekline, beslenme programına ve ona dokunan gıda maddelerinin rejimini vererek diğer taraftan da biorezonans ile onun tedavisini başlayarak bu kan testinde çıkan maddeleri teker teker temizleriz. Bu maddelerin frekanslarının tamamıyla tersini vererek teker teker nötrleştirerek yani vücudundan silerek ilerleriz. Dolayısıyla nihai amaç bu bardağı boşaltmak ve hastanın fizyolojisini eski haline getirip hastanın şifa kaynaklarını ortaya çıkarıp hastanın eski dengeli, sağlıklı haline kavuşturulmasıdır. İşlem budur biorezonansta.

Tabii bunu hafta hafta yani seans seans yaparız biorezonans tedavisinde. Çünkü vücuda verdiğiniz frekans aslında vücuda bir bilgidir. Vücut bu bilgiyi alıp işler, ona uygun adaptasyon dönemi geçirir, biyokimyasal işlemler yapar, biofiziksel işlemlerin yanında, onu uygulamaya koyduktan sonra artık o durum düzelmeye başlar. Bu da bir süreçtir. Basit bir alerji tedavisinde bu süreç yaklaşık 12 – 14 seanstır. Yani 3 aylık bir dönemdir. Bu tabii diğer hastalıklarda, kronik hastalıklarda bu süreç değişebilir. Örneğin kanser hastalıklarında kanser hastasının durumuna göre uzun sürse de ya da bazı kanser hastalıklarında kısa da sürebilir ama neticede kronik hastalıklar, özellikle otoimmun hastalıklarda ve kanser hastalıklarında bu süreç biraz daha uzundur. Bazı hastalıklarda, çocuk hastalarda bu süreç biraz daha aşağı inebilir. Amaç hastanın vücut dengesini sağlamaktır. Bunu da seans seans yaparız biorezonansın yegane amacı budur.

Okumak Sıkıcı mı ? Hadi sizin için hazırladığımız bilgilendirme videosunu izleyelim

Biorezonans Hakkında Tüm Bilgileri Sizin İçin Hazırladığımız Videoyu izleyerek öğrenebilirsiniz

Biorezonans seanslarında ne yapıyoruz? Seanslarda hastalığı ile ilgili temel tedavileri verip hangi hastalıktan geldiyse, örneğin tiroid rahatsızlığından gelmiş ise tiroid rahatsızlığına sebep olan az önce bahsettiğim bardağı taşıran temel maddeleri temizliyoruz. Bir taraftan tiroidini şu an etkileyen problemler ne ise T3 – T4 dengesizliği ya da başka ne problem var ise hormonel tedavi veriliyor. Ve bununla ilgili bir beslenme planı hazırlanıyor. Aslında burada yaklaşımımız bizim biorezonansta bütüncül bir yaklaşımdır. Tamamen frekansı verip her şeyi düzelttim demek değildir. Burada ciddi bir tedavi süreci, ciddi bir emek var. Hastanın da katıldığı bir ekip çalışması var. Biorezonans tedavisinin temel yaklaşımı budur.

Hangi hastalıklarda etkili olur biorezonans? Açıkçası 400’den fazla bilinen hastalıkta etkili olunduğu ispatlandı. Yani alerji, virüs, bakteri, parazit hastalıkları, kronik hastalıklar, romatizmal hastalıklar, ağrı hastalıkları, MS, kanser, aklımıza gelebilecek birçok hastalıkta biorezonans metodu çok etkilidir. Acil ve cerrahi ihtiyaç gerektiren durumlar haricinde biorezonans metodu etkili bir şekilde kullanılabilir. Hatta bağımlılık tedavilerinde bile kullanılıyor.

Biorezonans metodunun en etkili olduğu tedavilerden bir tanesi alkol tedavisi, bir diğeri de sigara bağımlılık tedavisidir. Diğer tedaviler 12 – 14 hafta olsa da sigara tedavisi 1 seansta çözülebilmektedir. Alkol tedavisi ardışık 5 seansla çözülebilmektedir. Bağımlılık tedavilerinde altını çizmem gerekiyor ki kişinin kararlı gelmesi gerekir. Çünkü bağımlılığın altında yatan sadece maddeye karşı bir istek değil aynı zamanda psikolojik olarak da bağımlılığa eşleştirdiğimiz birçok neden var. Örneğin sigara bağımlılığında düşünün arkadaşınız uzatır hatırım için yak diyebilir. Hatır için alıp içebiliyorsunuz. Bu bağımlılık ötesindedir. Sevgi, öfke, mutluluk gibi farklı duygusal durumların hepsini sigara ile eşleştirmiş olabiliyoruz. Öfkeleniyorsunuz aklınıza sigara geliyor. Çay geliyor, sigara geliyor. Bunların temelinde de psikolojik bazı durumlar olabilir. Eşleştirmiş oluyorsunuz. Bunları yok etmemizin frekansla çok kolay yolu yok. Burada biraz kararlı olmak gerekiyor. Tabii ki psikolojik tarafta destek veriliyor ama kararlı olarak geldiğinizde ilk seansta ve tek seans olarak sigaranın nikotininin frekansının tamamı ile tersi vücuda verildiğinde sigaranın reseptörleri zihindeki beyindeki reseptörleri kapanıyor. Vücudunuz ilk defa sigara içen bir insanın vücudu gibi oluyor. Seanstan çıktığınızda fark etmiyorsunuz bile. Hatta onun yarattığı yoksunluk belirtileri ya hiç olmuyor ya da çok minimal oluyor ve bu süreci bu sayede çok rahat atlatıyorsunuz. Kararlı olduğunuz takdirde tek seans gayet yeterli ve başarılı sonuç veriyor. Yüzde 90’ın üzerinde başarımız. Bu alkolde de böyle. Alkolde farklı olarak 5 gün ardışık tedavi yapıyoruz, 5 seans. Pazartesi başlıyor Cuma bitiyor. Neden? Çünkü alkolün içinde bir de metabolik problemler var. Karaciğer başta olmak üzere beslenme problemleri de yarattığı için 5 gün bunu desteklememiz gerek. Her gün alkol destek tedavisi yaparken 3, gününde diyetisyenimiz size bir beslenme programı veriyor ve tedavi bittiğinde de alkolden sonra yapacaklarınız ile ilgili bir plan veriliyor. Vitamin, mineral desteği ile sağlığınız destekleniyor.

Biorezonans basit, yan etkisiz, ağrısız, acısız ve birçok hastalıkta kullanılabilen önemli ve başarılı sonuçlara sebep olan bir tedavi metodudur. Hamileler dahil doğumdan itibaren ileri yaşa kadar herkese rahatlıkla kullanılabilir ve zararsızdır. Zaten kullandığımız cihazlar hem CE belgelidir hem de Sağlık Bakanlığı tarafından da Class2A grubu dediğimiz yan etkisiz ve zararsız tıbbi cihaz kategorisindedir. Herhangi bir problem teşkil etmez. Sadece tedbir olarak hamilelerde ilk 3 ayda almamaya gayret ediyoruz, tabii önemli durumlarda gene alabiliyoruz, çünkü düşüklerin en sık olduğu grup olduğu için ilk 3 ay, düşüğün nedeninin bulunabilmesi açısından almıyoruz. Kalp pili olanlarda biorezonans tedavisi yapmıyoruz bir de. Hamilelerde diğer aylarda biorezonans metodunu bebeğin pozisyonuna göre elektrotların yeri değiştirilerek etkili bir şekilde kullanabiliyoruz. Kolay doğum için bile biorezonans destek tedavisi uygulayabiliyoruz.

Biorezonans metodu 50 yıl öncesinden beri Almanya’dan itibaren tüm dünyaya yayılmış bir yöntem iken ülkemize de son yıllarda her türlü hastalıkta artı klasik tıpla beraber de kullanılabilen ya da tek başına da rahatlıkla uygulanabilen yan etkisiz, zararsız, entegratif bir tedavi metodudur.